KRİPTO VARLIKLAR

29/04/2021

“Kripto varlıklar” her ne kadar 2000’lerin sonunda ilk olarak kullanılmaya başlansa da günlük hayatımıza girişi yeni tarihli olan bu kavram ile son günlerde sıkça karşılaşmaktayız. Kripto varlıklar, uluslararası alanda kullanılan “Blockchain” sistemine dayanmaktadır ve bunlarla ilgili her işlem Blockchain sistemi üzerinden yapılmaktadır. Blockchain ya da Türkçe ifadesi ile Blokzincir, internet üzerindeki bilgi veya verilerin toplandığı açık bir kayıt defteri olarak ifade edilebilir. Kripto varlıklar, 16 Nisan 2021’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile tanımlanmadan önce bunlar hakkında mevzuatta herhangi bir tanım bulunmamakta, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi kurumlar bazı açıklamaları yapmakta idi. 27 Haziran 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun”un ikinci maddesinde “elektronik para” tanımlanmıştır. Oluşan soru işaretleri üzerine 25 Kasım 2013’te BDDK tarafından yapılan basın açıklamasında Bitcoin’in mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla bu Kanun kapsamında yer almadığı açıklanmıştır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sektörel Araştırma ve Strateji Geliştirme Dairesi de 2020’de yayınladığı “Kripto Para Araştırma Raporu”nda “Kripto para; güvenliğin sağlanması için kriptografi (şifreleme bilimi) kullanan dijital veya sanal bir para birimidir.”Bir diğer tanıma göre kripto para, halihazırda bireylerin kullanmış oldukları madeni para ve banknot gibi olup farklılık olarak; belirli kriptografi prensipleri ile geliştirilmiş dijital varlıklardır.” şeklinde tanımlama yapmıştır.

Uluslararası piyasalarda ilk olarak 2009 yılında görülen kripto varlıklar bugün itibariyle dokuz binlere ulaşmış olup bunlardan 1045 tanesi ülkemizde de bilinmekte ve borsa olarak tabir edilen platformlar aracılığıyla alınıp satılabilmektedir. Ülkemizde de BTCTurk, Paribu, Barimeks gibi 31 adet kuruluş bu hizmeti vermektedir. Kuruluşlar, kripto para borsası olarak nitelendirilse de bunlar borsa niteliğine sahip değildir. 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3. Maddesinin (ş) bendinde sermaye piyasası araçları, menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri de dâhil olmak üzere Kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen sermaye piyasası araçlarını ifade etmektedir. Aynı Kanun’un 35. Maddesinde de sermaye piyasası kurumları sayılmıştır. Kanun incelendiğinde de görülecektir ki Kanun’da sermaye piyasası araçlarına ya da sermaye piyasası kurumlarına ilişkin yapılan tanımlamalara uygunluğu bulunmamaktadır. Kaldı ki bu kuruluşların aracı kurum/ borsa yani yatırım kuruluşu olduğunun kabulü halinde 6362 Sayılı Kanun’a tabi olması ve Kanun’un 84. Maddesi gereği yatırım kuruluşu tarafından yatırımcı adına saklanan veya yönetilen nakit ödemeleri veya sermaye piyasası araçlarını teslim yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine tazminat yükümlülüğünün doğması gerekirdi. Ancak şu anki hukuk uygulamasında kuruluşlara tazminat yükümlülüğü getiren herhangi bir örnek bulunmamakta zarara uğrayanların zararları karşılanamamaktadır.

Kripto varlıkların teknolojinin gereklerine uygun yatırım araçlarından biri olabileceği ancak bunun regülasyonlarla sağlanabileceği kuşkusuzdur. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, hazırladığı “Dijital, Sanal ve Kripto Para Sistemleri Raporu”nda sistemin avantajları ve dezavantajlarını değerlendirmiştir. Yapılan değerlendirmeye göre kullanıcıların kripto varlıklar ile işlemlerini yapabilmesi için sadece bir sanal cüzdana sahip olmaları yeterli olmaktadır. Yapılan işlemler için onay ve uzlaşma süreçleri, her kripto para biriminde farklılık göstermekle beraber, merkezi olmayan kripto para birimleri için bir saatten az; merkezi kripto para birimleri için ise anlık olarak gerçekleşmekte ve 7/24 işlem yapabilmenin mümkün olması dolayısıyla zaman bakımından da avantajlı bir sistemdir. Borçlunun ödeme yapacağı kişiye kimliğini açıklaması zorunluluğu gerektirmediğinden işlemleri esnasında kişisel bilgilerini gizli tutmak isteyen kullanıcıların isteklerine de cevap vermektedir. Sistemin dezavantajları ise yasadışı faaliyetlerde kullanılabilmesi, sanal cüzdanların çalınabilmesi, kripto varlıkların herhangi bir düzenleme ve denetime tabi olmaması, bir merkeze bağlı olma zorunluluğunun bulunmaması ve piyasanın aşırı hareketlilik göstermesi olarak sayılabilir.

Kripto varlıkların yasadışı faaliyetlerde kullanılabilmesi ülkelerin önlemler almasını gerektirmiştir. Bu hususta ülkemizde de yakın zamanda gelişmeler yaşanmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kripto para platformlarından kullanıcı bilgilerini talep ettiğine dair basına yansıyan haberler üzerine Bakanlık, 1 Nisan 2021’de yayınladığı açıklama ile kripto varlıkların anonim yapıda olmaları dolayısıyla suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı faaliyetlerinde de kullanılmasının günümüzde birçok ülkede Financial Intelligence Unit (FIU) gibi mali istihbarat birimlerinin kurulmasına neden olduğunu ülkemizde de Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) bu konuda çalışmalarını yürüttüğünü açıklamıştır. Bakanlık, basında yer alan haberlere konu olan kullanıcı bilgilerine ilişkin araştırmanın MASAK Başkanlığı’nın görev ve yetkileri çerçevesinde yasal olarak yapıldığını kamuoyuna duyurmuştur.

Kripto varlıkların son yıllarda ülkemizde de yatırım aracı olarak kullanılmaya başlanması üzerine konu hakkında yasal düzenlemeler de yapılmaya başlamıştır. 30 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe girecek olan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik 16 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış, hem kamuoyu hem de basın gündeminde geniş yer bulmuştur. Yönetmelikte yer alan tanıma göre “Kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.” Böylece kripto varlıklar hakkında mevzuatta bir tanımlama yapılmıştır. Ancak Yönetmeliğin getirdiği düzenleme bu kadarla sınırlı kalmamış, kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağını ya da kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacağı da düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme, kripto varlık faaliyetlerini regüle etme başlangıcı değerlendirilebilir. Türkiye yaptığı son düzenleme ile Güney Kore, Hindistan gibi Asya ülkelerinden sonra kripto varlıkları regülasyon faaliyetleri ile düzenleyen ülkeler arasına girmiştir. Dünyanın en büyük kripto para borsalarından biri olarak nitelendirilen Coinbase, hisse senedi olarak, 2021 Nisan’ında teknoloji şirketlerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinde işlem görmeye başlasa da bu durumun kripto varlığı bir yatırım aracı olarak kabul etmeye henüz yetmemektedir. Ülkemizde de gerekli denetlemelerin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması gerektiği kanaatindeyiz.

ABD’de piyasaları denetleyen ve regüle eden kurum olan U.S. Securities and Exchange Commission (SEC) kripto paraları kıymetli evrak olarak tanımlamaktadır. İngiltere’de Financial Conduct Authority (FCA) kripto paraları yasal ödeme aracı olarak kabul etmemektedir ancak FCA’ya kayıtlı olduğu sürece kripto para borsalarını yasal olarak kabul etmektedir.

Her ne kadar yukarıda borsa olarak bahsetsek de alım satım yapılan platformlar yalnızca TTK kapsamında sermaye şirketleridir ve herhangi bir denetim mekanizmasına tabi değildir. SEC, yaptığı denetimler sonucunda Ripple tarafından merkezi sisteme bağlı olarak geliştirilen ve dağıtılan XRP’nin Bitcoin ve Etherium gibi bir merkezi sisteme bağlı olmayan kripto varlıklardan daha güvenli olduğunu belirtse de Ripple hakkında açılan dava henüz devam etmektedir. Bu durum tespit edildiğinde kripto varlıkların merkezi sisteme bağlı olarak denetlenebilmesinin hem piyasalar hem de yatırımcılar bakımından önemini de yargısal olarak ortaya koymuş olacaktır. Aynı şekilde FCA da kripto varlıkların doğası gereği tüketiciler için güvenli olmadığını, kripto varlıklarda fiyat hareketlerinin aşırı oynak olması, mevcut durumda piyasa suistimalinin ve mali suçların yaygınlığı, kripto varlık sisteminin tüketiciler tarafından yeterince anlaşılamamış olması ve yatırım yapmaları için gereken yasal düzenlemelerin yetersizliği nedeni ile tüketicilerin zarara ve ani kayıplara uğrayabileceği yönünde görüşünü açıklamıştır.

Ülkemizde iki borsanın kapanması gibi üzücü olayların gerçekleşmesinden sonra Merkez Bankası Başkanı da SPK, BDDK, Maliye Bakanlığı’nın kripto varlıklarla ilgili kendi düzenlemelerini yapacaklarını duyurmuş, bir anlamda regülasyonlara başlandığını açıklamıştır. Biz de sermaye piyasası, ticaret, vergi ve ilgili mevzuatta yapılacak değişikliklerden sonra konuyu değerlendireceğiz.

 

 

3 MAYIS 2021 TARİHLİ GÜNCELLEME

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen, 1 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile Yönetmeliğin 4. maddesinde sayılan, yönetmeliği uygulamakla yükümlü kuruluşlar arasına (u) bendinden sonra gelmek üzere kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve tasarruf finansman şirketleri de ibare olarak eklendi.

5549 sayılı Kanunun uygulanmasına yönelik olarak düzenlenen 9 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Nisan 2008’de yürürlüğe giren Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Yönetmelik, 4. Maddesi ile bankaları MASAK düzenlemelerinin yükümlüleri arasında saymaktaydı. Son düzenleme ile kripto varlık sağlayıcıları da MASAK düzenlemelerinden bankalar gibi sorumlu tutulacaktır. Bu düzenlemenin önemi ise Merkez Bankası’ndan sonra kripto varlıklara yönelik yapılan ve yukarıda da açıkladığımız üzere gerekliliği olan ikinci düzenleme olması olmasıdır.

 Buna göre, müşterinin tanınmasına ilişkin esasların düzenlendiği 5. Madde ve devamı uyarınca yükümlüler “kimliğe ilişkin bilgileri almak ve bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek suretiyle müşterilerinin ve müşterileri adına veya hesabına hareket edenlerin kimliğini tespit etmek ve işlemin gerçek faydalanıcısının ortaya çıkarılması için gerekli tedbirleri almak zorundadır.” Yönetmeliğin 27. Maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlendiği üzere yükümlüler kendi bünyelerinde yapılan işleme konu mal varlıklarının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi edinmesi ya da şüphe duyması durumunda şüpheli işlemi MASAK Başkanlığı’na bildirecektir. Yönetmeliğin yüklediği yükümlülüklerden bir diğeri de bilgi, belge paylaşımı ve bunların muhafazası ile ibraz yükümlülüğüdür. Yönetmeliğin 31. Maddesine göre “Yükümlüler yerinde yapılacak denetimler kapsamında defter ve belgeleri denetime hazır bulundurmak; tüm bilgi işlem sistemini, denetimin amaçlarına uygun olarak denetim elemanlarına açmak ve verilerin güvenliğini sağlamak zorundadır.” Görüldüğü üzere son düzenleme ile şüpheli işlem bildirimi, bilgi verme ve muhafaza etme, kimlik tespiti ve daha birçok konuda kripto varlık sağlayıcıları ve tasarruf finansman şirketleri de MASAK mevzuatına uymakla yükümlü olacaktır.